Liderin Mizah Anlayışı ve Doğru Bilinen Yanlışlar
10/07/2024
Liderlerin, ekipleri üzerinde etki yaratabildiği pek çok davranış sayabiliriz. Mizah anlayışına sahip olmak belki listenin üst sıralarında yer almayabilir. Yapılan pek çok araştırma ve literatür taramalarım sonucunda liderin mizah anlayışının ekibi ile olan iletişiminde ve dolayısıyla iş sonuçlarında ne kadar olumlu etki bıraktığını teyit edince sizlerin de dikkatini biraz bu konuya çekmek istedim.
Mizahın aslında insanın dayanıklılığını ve yaratıcılığını artırdığı, ilişkilerini olumlu yönde etkilediğine dair pek çok araştırma var.
FranklinCovey Türkiye olarak bu etkiyi ölçme amaçlı 2022 yılında yaptığımız araştırmadan bazı sonuçları paylaşmak isterim;
En dikkat çeken sonuç; 643 katılımcının %75,89’una göre mizah anlayışına sahip bir liderle çalışmanın yaratıcılıklarını kesinlikle artıracağı yönünde..
Ancak gelin önce mizah anlayışına sahip olmanın ne demek olduğunu net tanımlayalım; mizah anlayışına sahip olmak espri anlayışının gelişmiş olması demek, doğru… Fakat bu sürekli espriler yaparak etrafımızdakileri güldürmeye çalışmak anlamına da gelmiyor. Yani mizahı anlayıp değerlendirme yeteneğine sahip olarak uygun yerde ve zamanda bu yaklaşımı sergilemek aslında mizah anlayışına sahip olduğumuzu gösterir ve özellikle kurumsal hayatta mizah anlayışına sahip liderlerin ekipleriyle iletişimlerinin güçlü ve takım çalışmasında başarılı olduğunu, stresli durumlarda ekibini rahatlatarak performansı olumlu etkilediklerini gözlemleriz.
Bu gözlemi desteklemek için yaptığımız araştırmaya geri dönelim, araştırmamıza katılan 643 kişinin 635’i çalışırken eğlenmenin performanslarını artıracağını düşündüğünü iletti. Ancak sadece %25’i çalışırken kesinlikle eğlendiğini ifade etti. Şu an çalıştıkları ortamda mizahın yeterince kullanılmadığını düşünenlerin oranı ise; %27,68
Demek ki biraz daha mizaha yer vermek performansı artırmak için alacağımız aksiyonlardan biri olabilir, hem de maliyetsiz 🙂
Son zamanlarda kurum içi verilen eğitimlerle ilgili beklentiyi sorduğumda da şu cevabı sıklıkla alır oldum; “Azıcık eğlenmek istiyoruz 🙂 ”
Peki kurumsal hayatta mizaha yeteri kadar yer verilmemesinin sebepleri neler olabilir?
“İş yeri ciddi bir ortamdır, ciddi olmazsanız ciddiye alınmazsınız.”
“Esprili olmak doğal bir durum, ben yeterince komik değilim.”
“Eğlenmek ile performansın ne alakası olabilir?”
“Sürekli gülüp espri yaparsam ekibim beni ciddiye almaz.”
Bunlar bazı kabul görmüş, ama yanlış bilinen paradigmalarımız sadece..
Düşünülenin aksine; mizah anlayışına sahip liderleri ciddiye almayanların oranı sadece %3,42
Diğer taraftan; LinkedIn üzerinden yaptığımız ve 283 kişinin katılımıyla gerçekleşen anket sonucu katılımcıların %86’sı mizah anlayışının çalışanın kuruma bağlılığı etkilediğini söylerken %9’u etkilemediğini %5’i ise kararsız kaldığını iletti.
Araştırmamıza göre mizah anlayışının bağlılığı artırdığını destekleyen bir diğer sonuç ise şöyle;
Çalıştığı ekipte dozunda mizah kullanılmasının kuruma ve ekibe bağlılığını kesinlikle artırdığını söyleyenlerin oranı; %76,83
Benzer şekilde mizahın iletişimi olumlu etkilediğini söyleyenler; %73,87
Gerçekten eğlendiğimizin göstergesi ne olabilir? Doya doya gülümsemek ve kahkaha atmak elbette..
Ancak şöyle bir araştırma sonucu daha var; insanlar iş hayatına girdikleri yirmili yaşlardan itibaren kahkaha sayısını azaltıyormuş. Hadi hemen kendinize şu soruyu sorarak mini bir test yapın;
“En son ne zaman doyasıya kahkaha attım?”
Vereceğiniz cevap çok önemli çünkü güldüğümüzde vücudumuzun kimyası şöyle değişir; Gülmek stres hormonu olan kortizolün salgılanmasını engellerken mutluluk hormonları olan dopamin ve endorfin ile güvende hissetmemizi sağlayan oksitosin hormonlarının salgılanmasını sağlar.. Yani gülerken aslında kendimize harika bir hormon kokteyli hediye etmiş oluruz ve bu kokteyli yudumlarken de sakin, mutlu ve güvende hissederiz.
O yüzden gelin bu kokteylden biraz da çevremize ikram edelim, bir gülümseme bazen zorlukların üzerinden gelmek için direncimizi artırmada önemli bir adım olabilir… Ne dersiniz?
Hem de denemesi çok kolay 🙂
