Geri bildirim: Korkulu Rüya mı, Yoksa Gizli Hazine mi?

07/05/2025

Bir an düşünün lütfen, birisi sana yaklaşıyor ve “Sana bir geri bildirimim var” diyor. O an içinden geçenleri tahmin edebiliyorum: “Eyvah, kesin bir şeyleri yanlış yaptım!”  Ama dur, hemen kılıç kuşanmamak gerek. Çünkü geri bildirim, aslında düşündüğümüz kadar korkunç bir şey değil. Hatta doğru verildiğinde, tam anlamıyla bir armağan…

Kör Noktalar: Göremediğimiz O Leke

Hepimiz aynaya bakarken bazen dişimizdeki simit susamını göremeyiz. İşte geri bildirim, tam da bu noktada devreye girer. Başkalarının gözünden, kendi göremediğimiz “kör noktalarımızı” fark etmemizi sağlar. Yani, biri sana “Sunumun genel olarak iyiydi iyi bir planlama ve hazırlık etkini artırdı, ayrıca gelecekte sunumlarında biraz daha soru cevap şeklinde ilerleme fırsatın olursa dinleyenlerin odağını daha fazla kendinde toplayabilirsin”.

Geçmişte iyi yaptıklarınızı devam ettirmenizi, neyi farklılaştırdığınızda daha iyi sonuç alırsınız görmenizi sağlar. Geri bildirim kişinin kendisinden ziyade eylem ve davranışa odaklı yapılırsa bir aynadır ve doğru verilirse paketlenmiş bir armağandır, hayatımıza değer katar.

Ama ne yazık ki her liderlik yetkinliği gibi bu konuda da 10 temel engelle karşılaşıyoruz.

  • Karşı tarafın kırılmasından korkma: Geri bildirim verirken, özellikle olumsuz bir şey söylemek gerektiğinde, karşı tarafın duygularını incitmekten çekinilir.
  • Savunmacı tepkilerle karşılaşma korkusu: İnsanlar eleştirildiklerinde (niyetiniz olmasa dahi) genellikle savunmaya geçerler. Bu durum, geri bildirim veren kişinin kendini suçlu veya rahatsız hissetmesine neden olabilir. Tam da bu noktada eylemi ve davranışı vurgulamak kişiselleştirmekten ve eleştiri hissi (kişisel algılama) yaratmaktan bizi kurtarır.
  • Kendi duygularını yönetememe: Geri bildirim verirken, kişinin kendi duygularını kontrol etmesi gerekir. Öfke, hayal kırıklığı veya gerginlik gibi duygular varsa bir nefes almak ve üstüne yatmak işe yarayabilir.
  • Doğru kelimeleri bulamama: Geri bildirim verirken, mesajın net ve yapıcı bir şekilde iletilmesi gerekir. (Eylem ve davranış)
  • Üslup sorunu: Geri bildirim verirken kullanılan ton ve üslup, mesajın nasıl algılanacağını büyük ölçüde etkiler.
  • Söylemeye odaklanmak: Geri bildirim verirken söylemeye odaklanmak tek taraflılık sağlayabilir, büyük liderler geri bildirim sürecinde bol sorarlar az anlatırlar.
  • Kendi eksikliklerimizle yüzleşme korkusu: Geri bildirim verirken, kişinin kendi hatalarını veya eksikliklerini fark etmesi gerekebilir. Bu durum, rahatsızlık verici olabilir.
  • Mükemmeliyetçilik: Bazı insanlar, geri bildirim verirken her şeyi mükemmel bir şekilde ifade etme baskısı hisseder. Bu da süreci daha stresli hale getirir ve uzatır.
  • Empati eksikliği: Karşı tarafın durumunu anlamadan geri bildirim vermek, etkisiz veya kırıcı olabilir.
  • Uygun zamanı bulamama: Geri bildirim vermek için doğru anı seçmek önemlidir. Yoğunluk, stresli bir ortam veya yanlış bir zamanlama, geri bildirimin etkisini azaltabilir.

“Her bir engelin bir fırsat olduğu” düşünce yapısı geri bildirimi bir armağana dönüştürebilir.

Son olarak kontrol etmek işe yarayabilir? Anlık mı yoksa performansı ilgilendiren bir konu mu? Bazen anlık bu konu hakkında geri bildirim vermek gerekebilir bazen ise bir süreç geçmiştir ve ortadada bir performans vardır. Konu anlık olduğunda direkt, net özgüvenli ve eyleme-davranışa odaklı bir yaklaşım ve 10 engeli su üstünde tutmak yeterli olacaktır.

Ancak zaman içerisinde bir performans söz konusu ise ve taraflar karşılıklı dahil olmuşlarsa yöntemi değiştirmek etkiyi artıracaktır. Daha çok sormak ve dinlemek, öğrenimlerin altını çizmek, güçlü yanlar ve gelişim alanlarına denge vermek, eylem planı oluşturmak ve geçmiş değil odağı geleceğe vermek, tüm bunları yaparken geri bildirim istemeyi unutmamak.

Çünkü hepimizin kör noktaları yok mu?

Zaten bu mesele 360 derece olduğunda verdiğimizde, istediğimizde ve aldığımızda yüksek seviyede etki yaratmıyor mu?

Ve geri bildirim kültürü yaratmak kişisel ve profesyonel hayatımızda hepimizin ihtiyacı olan bir şey değil midir?Bir gün lideriniz bir robot olsa nasıl hissederdiniz? Liderlik gelişim programları tasarlayıp uygulayan bir eğitmen ve bir lider koçu olarak bu soruya vurgu yapmak ve bu yazıyla sizlerin de düşünmesini istedim. Çünkü bu mevzu gerçekten kafamı karıştırıyor…