Kırılganlıktan Güce: Kintsugi Felsefesiyle Liderlik
19/11/2025
Kısa süre önce bir arkadaşımın önerisiyle dijital platformlardan birinde bir dizi izledim. Dizinin bir bölümündeki sahne ve işaret ettiği felsefe çok hoşuma gitti ve hatta konu etmeleri şaşırttı. Sahnede Japonya’nın kadim sanatı Kintsugi’den bahsediliyordu. Bölüm bittikten sonra aklımda belirenleri not aldım ve sonra bu yazı çıktı ortaya.
Bilenler bilir Kintsugi, kırılmış bir seramiği altınla onarma sanatıdır. Kırık izleri saklanmaz; aksine altınla belirginleştirilerek bir zamanlar kırılmış olmanın hikâyesi yüceltilir. Bu, sadece bir onarım değil; geçmişe saygı duyan, kırılmanın güzelliğini kabul eden bir dönüşüm sanatıdır.
Bana göre liderlik de tıpkı o seramik kaplar gibidir. Liderler zamanla zor kararlar, başarısızlıklar, duygusal kırılmalar, belirsizlikler ve kayıplarla yüzleşirler. Her lider, kariyeri boyunca kırılma anları yaşar: Güvendiği bir ekip üyesinin ayrılışı, önemli bir projenin başarısız olması, mobbing, yanlış bir stratejik karar ya da kişisel bir krizin profesyonel hayata yansıması…
Fakat bence güçlü liderler, bu kırılmaları saklamaya çalışmaz. Aksine, onları kendilerini yeniden şekillendirme fırsatına dönüştürürler. İşte Kintsugi’nin liderlikteki yansımasının da tam burada başladığını düşünüyorum.
Tecrübelerim de gösterdi ki kusurlarını sahiplenebilen lider, güven inşa eder. Bir liderin “hata yaptım”, “bilmiyorum”, “yardıma ihtiyacım var” diyebilmesi, onu zayıf değil; gayet insan ve samimi kılar. Bu açıklık, ekiplerin liderine duyduğu güvenin temelini oluşturur. Çünkü insanlar, pürüzsüz değil, gerçek insanları takip eder.
Örneğin, bir ürün lansmanı beklendiği gibi sonuçlanmadığında, durumu ekiple açıkça paylaşan ve “Bu deneyimden şunu öğrendik…” diyebilen lider hem kendini hem ekibini güçlendirir. Hata, artık utanılacak bir leke değil, kolektif öğrenmenin başlangıç noktası olur.
Kırılmalar her zaman yaşanabilir ve dönüşümün müjdecisi gibidirler. Her kriz, bir liderin Kintsugi ustalığını gösterme fırsatıdır. Kriz anlarında, dağılmak yerine onarmayı seçen liderler, yalnızca kendi karakterlerini değil, kurum kültürünü de dönüştürürler.
Liderlik eğitimleri ve koçluk çalışmalarında deneyim, öğrenme ve empati gibi unsurlar üzerinde çokça dururuz. Bana göre Kintsugi’deki altın neyse, liderlikte onun karşılığı deneyimdir, öğrenmedir, empati ve bilgeliktir. Her onarılan parça, liderin hem kendisine hem ekibine sunduğu bir “değer katma” eylemidir.
Bugünün dünyasında liderlik artık “kusursuz imajlar” değil, otantik yani gerçek, samimi ilişkiler üzerine kuruluyor ya da kurulmalı. Kırıklarını kabul eden lider, başkalarının da kırıklarına alan açar. Bu sayede ekip içinde bağ kurma, psikolojik güven ve öğrenme kültürü gelişir.
Uzun lafın kısası bugünün dünyası, kırılgan, kırılganlığını gizlemeyen ama dayanıklı liderlere ihtiyaç duyuyor. Kırılmaktan korkmayan, kırıldığında utanmayan; aksine, o kırıklardan yeni bir anlam, yeni bir estetik yaratan liderlere…
Kulağımıza küpe etmemiz gereken bir şey varsa eğer o da en derin izlerin, en değerli hikâyeleri taşıdığı olmalı. Ve en etkili liderlik, bu hikâyeleri altınla onarmayı bilenlerin ellerinden doğar.
Derin bir nefes alıp kendinize bazı soruları sormanızı öneriyorum. Acaba hangi “kırığınızı” artık saklamayı bırakabilirsiniz? Hangi başarısızlığınızdan öğrendiğiniz dersi ekibinizle paylaşabilirsiniz? Belki de liderlikteki bir sonraki büyüme adımınız, tam da bu soruların yanıtlarında gizlidir.

Volkan Dökmeci





