Liderin Kişisel Bütünlüğü ile Çalışan Bağlılığı ve Esenliği Arasındaki İlişki

06/06/2024

Stephen R. Covey’nin kaleme aldığı “Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı” kitabı ile 2001 yılında tanıştım. Kitapta özellikle “Önemli İşlere Öncelik Ver” başlıklı 3. alışkanlığın temelindeki ilkelerden “kişisel bütünlük” o zamanlar bende çok önemli bir karşılık bulmuştu. Malum insan yaşadığı ve elde ettiği tecrübelerle şekilleniyor. Bu tabir de, o dönemler beni çok etkilemişti. Belki etrafımdaki liderlerde bunu arıyordum belki daha makro düzeyde bakıyor ve ülkeleri idare edenlerde bunu arıyordum. Bu erdemin ya da ilkenin kendimdeki anlamını da sorguluyordum bir taraftan. Hatta kişisel bütünlüğün bir değer olarak insanın karakterini biçimlendirmesi üzerine çok sevgili hocam rahmetli Doğan Cüceloğlu ile de sohbetlerimiz olmuştu. Bu yazı yine böyle bir sorgulama anında zihnimde beliriverdi ve mevzuyu çalışan bağlılığı ve esenliği bağlamında kısaca irdelemek istedim.

Malum liderler, bir organizasyonun başarısında kritik rol oynarlar. Liderin kişisel bütünlüğü, çalışan bağlılığı ve esenliği üzerinde de doğrudan etkili olan önemli bir faktördür. Kişisel bütünlük, liderin ahlaki ve etik değerlere sadık kalarak tutarlı bir şekilde hareket etmesini ifade eder. Çalışan bağlılığı ise, çalışanların organizasyona olan bağlılığı, motivasyonu ve işlerine olan adanmışlığıdır. Beri taraftan çalışan esenliği, bireylerin işyerinde fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak sağlıklı ve dengeli olmalarını ifade eder. Bu yazıda, liderin kişisel bütünlüğü ile çalışan bağlılığı ve esenliği arasındaki ilişkiyi inceleyecek ve bu kavramların nasıl birbirini etkilediğini ele almaya çalışacağım.

Kişisel bütünlük, liderin dürüst, tutarlı ve güvenilir olması anlamına gelir. Bir liderin kişisel bütünlüğü, onun değerleri, inançları ve eylemleri arasındaki uyumu ifade eder. Kişisel bütünlüğe sahip bir lider, verdiği sözleri tutar, ahlaki değerlere sadık kalır ve etik ilkeler doğrultusunda adil biçimde hareket eder ya da en azından etmelidir. Bu, liderin hem kendisine hem de çevresindekilere karşı olan sorumluluğunu yerine getirdiğini gösterir. Kişisel bütünlük, liderin güvenilirliğini ve saygınlığını artırır ve onun etkili bir lider olmasını sağlar.

Çalışan bağlılığı, yukarıda da bahsettiğim üzere çalışanların organizasyona olan bağlılığı, motivasyonu ve işlerine olan adanmışlığıdır. Bağlı çalışanlar, işlerine daha fazla enerji ve çaba harcar, organizasyonun hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunur ve uzun vadeli başarıya odaklanır. Çalışan bağlılığı, organizasyonun verimliliğini ve performansını artırır ve çalışanların memnuniyetini ve sadakatini sağlar. Çalışan esenliği de çalışanların fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlıkları bağlamında bağlılığı güçlendirici etkide bulunur. Esenliğe önem veren organizasyonlar, çalışanlarının iş-yaşam dengesini korumalarına yardımcı olur ve onların işyerinde mutlu ve sağlıklı olmalarını sağlar.

Peki bu üç unsur arasındaki bağlantı nedir ve nasıldır?

Liderin kişisel bütünlüğü ile çalışan bağlılığı ve esenliği arasında güçlü bir ilişki vardır. Kişisel bütünlüğe sahip bir lider, çalışanlarına güven verir ve onların kendilerine olan güvenlerini artırır. Güvenilir bir lider, çalışanların kendilerini değerli ve güvende hissetmelerini sağlar. Bu, çalışanların organizasyona olan bağlılığını ve motivasyonunu artırır. Liderin kişisel bütünlüğü, çalışanların liderlerine olan güvenini pekiştirir. Çalışanlar, dürüst, tutarlı ve güvenilir bir liderin liderliğinde çalışmaktan memnuniyet duyar ve ona olan bağlılıklarını artırır. Liderin verdiği sözleri tutması, çalışanların liderlerine olan güvenini artırır ve onların organizasyona olan bağlılıklarını pekiştirir. Ayrıca, liderin kişisel bütünlüğü, çalışanların esenliğini doğrudan etkiler. Ahlaki ve etik değerlere sadık kalan bir lider, adil ve destekleyici bir çalışma ortamı yaratır. Bu, çalışanların kendilerini değerli ve güvende hissetmelerini sağlar ve onların fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlıklarını olumlu yönde etkiler. Lider yol arkadaşlarının yetkinliklerinden haberdardır ve liderlik stillerini bu yetkinlik düzeylerine göre ayarlar. Esnek ve uyumludur. Liderin çalışanların esenliğine önem vermesi, onların iş-yaşam dengesini korumalarına yardımcı olur ve genel mutluluklarını artırır.

Peki kişisel bütünlüğü geliştirme ve çalışan bağlılığı ile esenliğini artırmanın yolları nelerdir? Liderlere hangi görevler düşer?

Bana göre en başta dürüst ve tutarlı olmak gelmektedir. Liderler, söyledikleri ile yaptıkları arasında tutarlılık göstermeli ve her durumda dürüst olmalıdırlar. Bu, çalışanların liderlerine olan güvenini artırır. Bir sonraki görev verilen sözleri tutmak olmalıdır. Liderler, verdikleri sözleri tutmalı ve taahhütlerine sadık kalmalıdırlar. Bu, çalışanların liderlerine olan güvenini pekiştirir. Bir başka yaklaşım kaçamak olmayan dürüst iletişimdir bana göre. Liderler, çalışanlarıyla açık ve dürüst bir şekilde iletişim kurmalı ve onları empatik dinlemelidirler. Bu, çalışanların kendilerini değerli ve güvende hissetmelerini sağlar. Aslına bakacak olursak benzer birkaç görev daha sıralayabiliriz ama bana göre majör olan yaklaşımlar bunlar olmalıdır.

Yazımı yine sevgili Hocam Doğan Cüceloğlu’nun Savaşçı kitabından bir alıntı ile bitirmek isterim. Bilenler bilir kitap Hocanın Arif Öğretmen ile sohbeti üzerine kurguludur. Kitapta kişisel bütünlük ile ilgili şöyle bir sohbet geçer:

– Ben Arif Okurer olarak kişisel bütünlük içinde algılar, düşünür ve davranırsam, o zaman sürekli kendim olmaya devam ederim.”   

– Arif Okurer, bu şahane bir açıklamaydı. Sizi kutlarım. M.S. 121-180 yılları arasında yaşamış bir Latin bilge kişi -adı Marcus Aurelius Antoninus- şöyle der: “Dünyadaki hiçbir çıkar, verdiğiniz sözü tutmamaya veya kendinize olan saygınızı kaybetmeye değmez.”   

– Doğan Bey, şunu söyleyebilir miyiz? Bir insan ancak kişisel bütünlüğü kadar kendisidir. Kendisi olmayan insanın etkileme gücü de yoktur. Bu nedenle, bir insanın ancak kişisel bütünlüğü kadar etkileme gücü vardır, diyebilir miyiz? 

– Evet, diyebiliriz. Şu anda siz bir psikolojik gerçeği de dile getirdiniz. Hepimiz özü sözü doğru insana güveniriz ve onun dediğine inanırız. İki birey arasındaki ilişkide, ailede, şirkette, toplumda özü sözü doğru insan, yani kişisel bütünlük içinde olan insan daha etkilidir. Kişisel bütünlük içinde olmayan insan kendi gücünü yok eder.

Volkan Dökmeci

Fasilitatör