Fırtınada Güçlü ve Dingin Kalabilmek
31/10/2024
Son zamanlarda hepimiz, içimizi kaplayan yoğun bir duygu selinin içinde savruluyoruz. Gündemin ağırlığı kaygılarımızı her geçen gün daha da körüklüyor ve çoğumuz artık günlük yaşamın yükünü omuzlarımda taşımakta zorlanıyoruz. Göz göze geldiğimiz her yüzde aynı sessiz, derin soru: “Bu karmaşada nasıl iyi kalabiliriz?” Belki de yaşamakta olduğumuz bugünler, kendi iyi oluş halimizi korumayı ve içsel dengemizi yeniden bulmayı öğrenmeye en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanlar. Bu yazıda, zorlu zamanlarda duygusal ve zihinsel olarak iyi oluşumuzu koruyabilmek için izleyebileceğimiz bazı etkili yöntemleri birlikte keşfedeceğiz.
1. Farkındalıkla Yaşayın
Yoğun düşünceler ve dağınık duygular arasında, bir an için uçuşmakta olan zihninizi durdurup kendinize “Şu an hayat bana ne veriyor? Bende neler oluyor?” diye sormayı denediniz mi? Jon Kabat-Zinn’in “şimdinin gücü” olarak tanımladığı mindfulness pratikleri, bizi geçmişin ağırlığından ve geleceğin kaygısından uzaklaştırarak sadece ‘şimdi’ ile buluşturur. Zihnimizi karmaşadan arındırmak, bize içsel bir sığınak sunar ve en zor anlarda bile zihinsel bir berraklığa ulaşmamıza yardımcı olur. Berrak bir zihin ise hayatın içinde çok daha bilinçli, seçilmiş ve yaratıcı yaklaşımlar geliştirmemizi sağlar.
2. Şefkatin Gücünü Keşfedin
Şefkat, bir duygu değil; güç, cesaret ve bilgelikle dolu bir zihin halidir, bir eylemdir. Şefkat sadece başkalarına gösterdiğimiz bir iyilik değil, zorlandığımızda kendimizi de desteklememizin en sağlam yoludur. Şefkat, gerektiğinde sınırlarımızı korumak, kendimize karşı nazik olmak, ihtiyaçlarımızı karşılamak üzere harekete geçmek ve hayır diyebilmektir. Kendinize “İyi oluşumu artırmak için neye ihtiyacım var?” diye sorarak şefkatli bir zihni geliştirmeye başlayabilirsiniz. Şefkat aynı zamanda, adaleti ve doğru olanı talep etme cesaretidir.
3. Bağ Kurarak Güçlenin
Hayatın yükünü daha da ağır hissettiğimiz bir zaman dilimindeyiz. Yara almaya her zamankinden daha açığız. Böyle zamanlarda destek almak yolumuza devam etmemizi kolaylaştırır. Brené Brown, kırılganlığımızı paylaşarak güç bulacağımızı söyler. Zorluklar karşısında, kendinize en yakın hissettiğiniz insanlarla duygularınızı paylaşmak, duygusal dayanıklılığınızı artırabilir. Bir çözüm beklemeden, yargılamadan, sadece dinlendiğiniz, duyulduğunuz bir anınızı düşünün. O güven veren ses, sizi nasıl etkilemişti? Güçlü bağlar, duygusal iyi oluşumuzu destekleyen en önemli unsurlardan biridir.
4. Günlük Yaşamda Küçük Mutluluk Anlarını Fark Edin
Mutluluğun büyük anlardan değil, küçük güzelliklerden geldiğini hiç fark ettiniz mi? Sabahın serinliği, bir dostun gülümsemesi, içtiğiniz kahvenin kokusu… Günlük yaşamdaki bu küçük mutluluk anlarını fark etmek, içsel mutluluğumuzu ve ruhsal yenilenmemizi sağlar. Sizin hayatınızda hangi küçük anlar gününüzü güzelleştiriyor?
5. Etki Alanınıza Odaklanın ve Küçük Adımlarla Başlayın
Zorluklar karşısında kendinizi çaresiz hissettiğiniz anlar oldu mu? Hepimizin, gücümüzü aşan ve müdahale edemediğimiz durumlarla karşılaştığı zamanlar vardır. Ancak, etki alanımıza odaklandığımızda, kendi hayatımıza ve çevremize anlamlı katkılar sunabileceğimizi fark edebiliriz. Küçük de olsa, iyiye giden bir değişimin parçası olabilmek bizi güçlendirir. Örneğin, gönüllü bir çalışmaya katılmak, desteğe ihtiyaç duyan birine el uzatmak veya çevremizde iyiliği yayacak adımlar atmak… Bu tür adımlar, içsel gücümüzü besler ve bize kendimizi daha iyi hissettirir. Kendinize şu soruyu sormayı deneyin: “Bugün bu dünyada küçük bir fark yaratmak için ne yapabilirim?”.
6. Fiziksel İyi Oluşa ve Öz Bakımınıza Özen Gösterin
Stresin bedeninizde yarattığı yükü fark ediyor musunuz? Bedensel sağlığımız, zihinsel sağlığımızın temelini oluşturur. Sağlıklı beslenmek, düzenli fiziksel aktivite yapmak ve kaliteli uyku almak, zihinsel dayanıklılığımızı artırır. Meditasyon ve nefes çalışmaları, hem zihnimizi hem de bedenimizi dinlendirmek için harika yöntemlerdir. Kendinize “bugün fiziksel iyi oluşum için ne yapabilirim?” sorusunu sorarak başlayabilirsiniz. Öz bakım, yalnızca fiziksel sağlığımızı değil, kendimize duyduğumuz saygıyı da güçlendirir. Kendimize özen gösterdikçe öz saygımız artar; bu süreç, içsel dayanıklılığımızı besler ve kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar.
7. Hayata ve Kendinize Karşı Şefkatli ve Bilinçli Bir Yaklaşım Benimseyin
Şefkat ve mindfulness, geçici çözümler değil, uzun vadeli iyileşme yollarıdır. Bu yaklaşımları hayatımızın temeline almanın karşılığı, güne “iyi oluşuma hizmet edecek bir gün yaşamak için hangi bilinçli seçimleri yapabilirim?” sorusuyla başlamak ve gün içinde “Şu anda neye ihtiyacım var?” sorusuyla kendimizi yoklamaktır. Bilinçli seçimler, iyi oluşumuzu sağlam bir temele oturtur ve zor zamanlarda içsel huzurumuzu korumamıza yardımcı olur. Günlük hayatın temposunda farkındalığı ve şefkati yanımıza almak, içsel dayanıklılığımızı güçlendirir.
Bazen hayatın akışı içinde kendimizle bağ kurmayı unutabiliyoruz. Kendimizle kurduğumuz bağ ne kadar kuvvetliyse, o kadar iyi oluşumuzu korumayı, zedelendiğinde müdahale etmeyi ve artırmayı biliriz. Bugün, bu bağı yeniden güçlendirmek için bir adım atmaya var mısınız? Dünyaya daha güçlü ve dingin bir ‘sen’ sunmanın belki de tam zamanıdır. Peki, tam da şu anda, en çok hangi yöntem için hayatınızda alan açmaya ihtiyacınız var?
Didem Hacıpaşaoğlu
Fasilitatör & Stres Yönetimi ve Psikolojik Güvenlik İçerik Lideri