İhtiyaç Duyulan Liderlik Aksiyonda Saklı

04/04/2024

İyi bir lider, takımın yıldızı mıdır, yoksa yıldızları bir araya getiren mi? Belki de cevap, şefkatli liderliğin özünde yatan bu değerli soruda saklıdır. Bu liderlik biçimi, insan merkezli yaklaşımıyla, empatinin ötesinde eyleme geçirilen bir duyarlılığı ifade eder. Peki, iş dünyasında özellikle kartların yeniden dağıtıldığı böyle bir dönemde, takım yıldızlarını bir araya getirmek için nereden başlayacağız?

Son zamanlarda giderek önem kazanan Büyük İstifa’nın (Great Resignation) bir uzantısı olarak yaşamakta olduğumuz Büyük Yeniden Yapılanma (Great Reshuffling) dönemi milyonlarca çalışanın kendilerine daha iyi bir iş-yaşam dengesi ve daha güçlü bir amaç duygusu sağlayan işler aradığı bir hareket haline dönüştü. Bu aşamada devreye giren liderler, çalışanların işyerinde sağlıklı varoluşlarını koruyabilme ihtiyacıyla karşı karşıya kaldı. Tam olarak ihtiyacının kalbinin burada atıyor olması, liderlerin nereden başlayacağına dair güçlü bir ipucu bırakmakta. Reshuffling sürecinde Şirketlerin yüzleştiği içsel ve dışsal zorluklar, liderlerden sadece iş hedeflerine ulaşmalarını değil, aynı zamanda insan merkezli bir yaklaşım benimsemelerini talep ediyor. İşte bu bağlamda, şefkatli liderlik devreye giriyor.

Peki nedir bu şefkatli liderlik?

Şefkatli liderlik, bir organizasyonda kişisel etki, duyarlılık ve insan odaklı yaklaşımın harmanlandığı, çalışanların da bu doğrultuda teşvik edildiği bir liderlik biçimidir. Bu yaklaşımın iş yerindeki önemi yadsınamaz; şefkatli liderler, güven oluşturmak, ekip çalışmasını güçlendirmek ve çalışan sadakatini artırmak konusunda çarpıcı başarılar elde eder. Araştırmalar, şefkat gösteren liderlerin ekiplerinde işbirliğinin ve performansın arttığını, işten ayrılma oranlarının düştüğünü gösteriyor.

Bu noktaya gelebilmek için izlenen yol öz farkındalık ile başlar, empati ile devam eder ancak şefkatli bir lider olmak istiyorsak, empati ile değil, aksiyonla son bulur. Adımları açmak gerekirse;

*Liderin şefkatle buluşmasını sağlayacak yolculuğu, öz-farkındalık ile yani kendisini anlamasıyla başlar. Kendi güçlü yönlerimizin, gelişim alanlarımızın, eğilimlerimizin, paradigmalarımızın farkında olmadan başkalarını nasıl fark edebilir, yönlendirebiliriz? Öz-farkındalık, şefkatli liderliğin ilk adımıdır. Ancak bu, sadece bir başlangıçtır.

*İyi liderler empati ile devam ederler ve sıkça sorarlar; “Ekip üyelerim neler hissediyor, neler yaşıyor?” Empati, bu soruların samimi bir şekilde sorulmasını sağlar. Empatinin görevi soruların cevaplarını bulmamızla beraber son bulur.

*Gerçek şefkatli liderlik etkisini yaratmak için empatiden daha fazlası gereklidir. Empatiyi şefkatle birleştirdiğimizde, takım üyelerinin zorluklarına sadece kulak vermekle kalmaz, onlara pratik çözümler sunmak için harekete geçeriz. Empati ‘anlama’ durumundayken, şefkat ‘harekete geçme’ durumudur. İşte bu yüzden, karşınızdakini anladığınızı hissettirmek yetmez; bu anlayışı somut adımlara dönüştürmek gerekir. Şefkatli lider, zorlukların üstesinden gelmek için eylemleriyle konuşur. Empati duygusal anlayışı ifade ederken, şefkat bu anlayışa dayalı eylemi temsil eder.

Şefkatli liderlik başvurulabilecek en güçlü eylemler arasındadır. Şefkat’in sağladığı duyarlılık, başkalarının yaşadığı zorluklara, mutluluğa, üzüntüye ve heyecana hassasiyet göstermemizi sağlar. Hassasiyetle cesaretlendirmek arasındaki dengeyi buluruz, bir yandan çalışanın mevcut bir zorlukla yüzleşiyor olabileceğini kabul ederlerken, aynı zamanda onun benzersiz yeteneklerine de vurgu yaparlar. Şefkatli liderler, bir kişiyi onun tüm yaşam deneyimi içinde ve tamamıyla kabul eder ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunurlar. Bu yaklaşımı benimserken, liderler, keşfedilmemiş yetenekleri açığa çıkarır ve diğerlerinin beceri ve katkılarını kullanabilmeleri için yeni olanaklar yaratırlar.

Şefkatli liderlik, bir organizasyonun temel taşlarından biridir. Karar verme süreçlerinde, çalışanların ihtiyaç ve endişelerini dikkate alarak, onlara destek olarak ve kapsayıcı bir yaklaşım sergileyerek, sadece bir ekibi değil, bir kültürü de yönlendirir. Bu kültür, güvene dayalı ilişkileri, uzun vadeli iş birliğini ve karşılıklı başarıyı teşvik eder. Şefkatli liderlik, aynı zamanda, değişim rüzgarları ne kadar sert eserse essin, çalışanların bağlılığını kazanmanın da anahtarıdır.

Şefkatli bir lider şu yetkinlik ve tutumlara sahiptir; cesaret, merak, iyi bir dinleyici olmak, anlamlı bir şekilde eyleme geçmek ve harekete geçilmesi için teşvik etmek.

Şefkatli bir lider, zorluklarla yüzleşirken yanınızda olacak ve aktif çözümler sunacak cesarete sahiptir. Bu liderlik tarzı, ekip üyelerinin kişisel zorluklarla başa çıkarken kendilerini desteklenmiş ve güvende hissetmelerini sağlayan psikolojik güvenliği ön planda tutar. Başarısızlıklardan alınan derslerin paylaşılması, liderin ve ekibin bir bütün olarak büyümesine ve gelişmesine olanak tanır.

Şefkatli liderler, yalnızca iyi birer dinleyici olmakla kalmaz, aynı zamanda anlamlı eylemlerle de desteklerini gösterirler. Bu, çalışanların endişelerini ciddiye alıp onlara göre harekete geçmek anlamına gelir, bu da hem bireysel hem de organizasyonel seviyede olumlu değişimlere yol açar. Bu tür liderlik, ekip üyelerinin karşılaştıkları zorlukları aşmalarına yardımcı olur ve kurum içinde daha güçlü, daha resilience’ı yüksek bir yapı oluşturur.

Öyleyse, sizin şefkatli liderlik yolculuğunuz bugün nasıl başlayacak? Her gün küçük ama anlamlı şefkat hareketleriyle başlayabilirsiniz. Mesela, bir çalışma arkadaşınıza nezaketle yaklaşmak, bir ekibin gelişimine katkıda bulunmak ya da basitçe dinleyici olmak, etrafınızda olumlu bir değişim yaratabilir.

Ve şefkatli lider olmak, sadece diğerleri için değil, aynı zamanda kendimiz için de şefkat göstermeyi gerektirir. Kendinize karşı nazik olun, çünkü liderlik yolu hem zorluklar hem de zaferlerle doludur. Ancak, bu yolda yürürken, her adımınızın sadece size değil, çalışma arkadaşlarınıza da ilham vereceğini bilin. Nihayetinde şefkatli liderlik bir maraton koşusudur, sprint değil. Sabır, tutarlılık ve gerçek bir özveri gerektirir.